12 Aralık 2008 Cuma

son günler

belki de O haklı; bugünleri, içimde oluşunu, her hareketini hissedebilmeyi, tekmelerini...vs çok özleyeceğim.....bu son günlerin tadını çıkartmalıyım...aslında durum o kadar kötü değil ama sabırsızlık işte...merak işte....bir an önce onu kucağıma almak istiyorum....kime benzediğini görmek istiyorum.....o tekmeleri atan ayakları görmek istiyorum.....



bi de...bi de.....hadi hadi itiraf edeyim.....hareket özgürlüğümü geri istiyorum.....9 ay benim gibi biri için çook uzun bir süre....sağlıklı olsun; vaktinde gelsin tamam da...zor işmiş yani onu diyorum....beklemek zormuş....düşünüyorum da başka neyi bu kadar sabırla bekledim ya da bekleyebilirim??????



sanırım kızım bana benzesin istiyorum.....en azından bu konuda; yani biraz sabırsız olsun istiyorum... :) bakalım göreceğiz...kime benzeyeceğinin ilk işaretini burada verecek...

14 Kasım 2008 Cuma

OLABİLİR......

Aşağıda okuyacakarınız içimdeki kıpırdanışlarından dolayı BEBİŞ üzerine yaptığım olasılık hesaplarıdır....yoksa öyle kızım büyüyünce şurada okusun; mesleği bu olsun gibi takıntılarım yok.....canı ne istiyorsa; gönlünden ne geçiyorsa öyle olsun :)

* Her zaman olduğu gibi hamilelik döneminde de ismimin anlamını verdim ve de bolca güldüm....tabi bu gülüşler ve de kahkalar sırasında benim karın bi sağa bi sola bi yukarı bi aşağı oynadı durdu....tüm bu sarsıntılar sonrası deprem uzmanı olabilir.
* Aynı anda karnımın birçok farklı yerinde vücudunun farklı yerlerini hissettirmesini başardığı için dansla ilgilenebilir.
* Normal yerden çıkmak yerine karnımın sağından çıkacakmış gibi hareketlerde bulunduğundan mağarcılık sporuyla uğraşabilir ya da madenlere ilgi duyabilir.
* Futbolcu olup dünya kupasında son dakikalarda şampiyonluk golünü kafasıyla atabilir :) çünkü özellikle kafasının durduğu tarafta hissediyorum hareketlerini.
* Futbol dışında da birçok farklı sporla uğraşabilir; bu kadar harekete :)
* Mesela tekvando bu farklı sporlardan olabilir; attığı tekmeler göz önünde bulundurulursa :)
* Utangaç olabilir (tüm bu hareketleri sadece bana saklıyor :) )
* İnatçı olabilir (ne zaman başkası baksa inatla kıpraşmıyor)

11 Kasım 2008 Salı

Ohooooo neler oldu neler

Merhabalar....
İşten çıktıktan sonra evde net bağlantısı olmadığından ve de kızçenin hazırlıkları ile uğraşmaktan buraya yazmaya vakit bulamadım ama artık inşallah daha sık yazacağım.

Bu arada neler oldu....annem geldi....yardıma....alışveriş faslı tamamlandı....kızçenin eşyaları yıkandı-ütülendi-dolabına yerleştirildi...ev az biraz temizlendi.....

doktora kontrollere gidildi.....kızçe büyümüş ve de iyiymiş.

bunun dışında......

kızçe teklemeleri ve de hareketleri iyice arttırdı. Artık 1-2 saat hareket etmedi mi panik oluyom. Anne dediğin tekme yemekten zevk alan ve de bunu paranoya ile en iyi biçimde birleştiren kişiymiş bu sürede ben bunu anladım. Dün O'nun da dile getirdiği gibi doğduktan sonra içimde oluşunu özleyeceğim; alıştım...hem de çok.

zaman daha bi çabuk geçmeye başladı sankim....az kaldı sayılır...bayram geçtikten sonra hoooppp hoşgeldin DEFNE olacak.

pek yazma modunda değilim bugün o yüzden burada kesiyorum......

26 Eylül 2008 Cuma

alıntı.....

İlk kundağın ben oldum, yavrum; ilk oyuncağın ben oldum.
Acı nedir tatlı nedir, bilmezdin;
Dilin damağın ben oldum.
Elinin ermediği, dilinin dönmediği çağlarda, yavrum;
Kolun kanadın ben oldum; dilin dudağın ben oldum.
Belki kıskanırlar diye gördüklerini sakladım gözlerden; gülücüklerini
Tülün duvağın ben oldum!
Artık isterlerse adımı söylemesinler; bana ‘Onun Annesi’ diyorlar...
Bu yeter sevgilim, bu yeter bana!
Bir dediğini iki etmeyeyim diye öyle çırpındım ki
Ve seni öyle sevdim,s ana o kadar ısındım ki
Usanmadım, yorulmadım, çekinmedim.
Gün oldu kırdın, incinmedim.
İlk oyuncağın ben oldum, yavrum; son oyuncağın ben oldum.
Layık değildim, layık gördüler;
Annen oldum yavrum, Annen oldum!

HAYATIMDA YENİ BİR SAYFA

Daha yeni mi böyle bir başlık atıyorsun diyebilirsiniz....ama burada bahsetmek istediğim yeni sayfa BEBİŞ değil (zira BEBİŞ de yeni bir sayfa değil hayatımda yeni bir cilt!). Bugün işte son günüm :). Doğum iznini beklemedim zira doğum sonrası ne zaman nerede (iş olarak) olacağım şimdilik meçhule uzanan bir yol...ki o yolda daha yanıtlanması gereken bir çok soru var ama şimdilik onları ötelemeye devam edeceğim....ve bu soruların (ya da başkalarının) işteki son gün mutluluğumu bozmasına izin vermeyeceğim.

Yeni bir sayfa diyorum çünkü uzunca bir aradan sonra çalışmıyor olacağım. Evde olacağım (eski tabirle evimin kadını olacağım hahahahaaa). Önce sağlam bir toplama ve temizleme faslı.....çığırından çıkan ve kaçmış olan "düzen" i geri getirme çalışmaları yapacağım. Ee tabi bolca uyuyacak ve de dinleneceğim. Mümkünse havalar bozmadan ve de ben iyice ağırlaşmadan gezeceğim de biraz.....kendim için değil; BEBİŞ in eksiklerini tamamlamak için :)

vakit kalırsa, haydi vakit bulduk diyelim enerji kalmış olursa, fotoğrafları düzenleyeceğim. İnşallah BEBİŞin albümünü başlatacağım...hatta belki puzzle ı mı bile bitireceğim (O okursa bu satırı eminim kahkahalarla gülecektir)....

görüldüğü üzere plan yoğun, istekler fazla....umarım yapabilirim tüm bunları çünkü tüm bunlar sona erdiğinde BEBİŞ gelecek ve işte o zaman bir bu sayfada bitmiş olup yeni bir cilt başlayacak.

17 Eylül 2008 Çarşamba

BEBİŞ e

internette bloglar arası dolaşırken bu kısa yazıyı buldum. BEBİŞ için hissettiklerimi daha doğru ne anlatabilirdi ki :

BEFORE YOU WERE CONCIEVED,
I WANTED YOU.
BEFORE YOU WERE BORN,
I LOVED YOU.
BEFORE YOU WERE AN HOUR OLD,
I WOULD DIE FOR YOU.

16 Eylül 2008 Salı

Akşam olsun, eve gideyim...şöyle sessiz sakin uzanayım yatağa ve işte o anda başlasım BEBİŞ im varlığını olanca gücüyle hissettirmeye.

Artık iyiden iyiye yorumluyorum hareketlerini..."şimdi burada ayağıyla vurdu"..."şimdi şurada şöyle döndü"..."heh heh işte bak tam o noktaya ayağını dayadı öyle itekliyor; sanki dokunsam gıdıklayıvericem ayağını"...o kadar hissediliyor yani...."ay ay yine hıçkırık tuttu bizimkini içeride"....

geceleri kesinlikle çok daha hareketli. O na biraz naz yapıyor. En hareketli anında elini koysa karnıma bizimki en az 10 dakika kıpırdamıyor. Ama O sabırlı; bekliyor....konuşuyor...ve sonunda yüzünde o mutlu gülümseme. BEBİŞ le aradaki o bağı kurmuş olmanın verdiği mutluluk. Sonra diyor "sen korkmuyor musun?". Korkmaz mıyım hem de nasıl....ama...ama korkudan daha ağır basan duygular var. O ve BEBİŞ yaşatıyor bunları bana; ne korku kalıyor ne bir şey

uyku

nedir bu uykumla aramdaki bağ? çocukluğumdan beri söylüyorum "ben doğduğumda hastanede çeçe sineği ısırmış beni" diye..başka makul bir açıklama bulamıyorum uykuya olan bu yatkınlığıma ve saatlerce uyuyabilme becerime. Çoğunluk bunu tembellik olarak adlandırabilir ama asla! bu kesinlikle tembellik değil. Uykuyla aramda daha ulvi bir bağ var benim; tembellik gibi basit bir tabana indirgemeyin.

Seviyorum ve seveceğim. Şimdi de dua ediyorum BEBİŞ de sevsin diye. O okusa bu yazanları kesin "sen şimdiden yan çizmeye başladın" der. Ama yan çizmek değil bu. Sevsin o da. Öyle uyku problem çeken insanlardan olmasın. Uyku zorunluluk olmasın. Yadırgamadan yattığı yeri uyuyabilsin; belli olmuyor insanın nerelerde uykuya dalmak zorunda kalacağı. Bunları düşündüğümden sevsin istiyorum uykuyu yoksa o uyusun ben rahat edeyim diye değil. Zira uykuyu sevdiğim kadar uykusuzluğa da dayanırım.

Sadece işe gitmek için erken kalktığımda huysuz olurum. İş günleri afyonum geç patlar. Ama diğer zamanlar yataktan kalktım mı hazırımdır yeni başlayan güne.

Eee şimdi niye yazdım ki bunları....ofisteyim ve bilgisayar karşısında gözlerimi zor açık tutmaktayım. Hâl böyle olunca can dostum uykuya bir yazı yazmadan geçemezdim.

3 Eylül 2008 Çarşamba

açmışım yine arayı

ee tabi ilk açılış heyecanı ile kaç tane yazı döktürmüşüm; sonra fıss...
aslında bunun nedeni tembelliğim ya da boşlamam değil aklımdaki yazmayı düşündüğüm konulardan hangisine öncelik vereceğim...bir şey oluyor "hah şunu yazayım" diyorum...sona başka bir şey oluyor "ay bunu da yazayım" diyorum ve sonunda hiç birşey yazmıyorumç...klasik Hande anlayacağınız.

bebiş epey bir büyüdü :) tekmelerini filan rahatlıkla hissetmeye başladım artık....çok garip bir duygu...hani kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlar var ya; işte öyle....tam uzanıyorum televizyon karşısına karnımını bir sağ bir solu atmaya başlıyor...bir oraya bir buraya vuruyor....bazen iki ayağı ile aynı anda vuruyor...hatta ayaklar yetmiyor sanki bazen de ellerini ekliyor....ama en komiği bazen karnımın bir sürü yerinde bi tepik hissediyorum aynı anda; işte o zaman gülüyorum..."kesin" diyorum "bana benzeyecek...başka türlü nasıl becersin bunu 2 kolu 2 bacağı ile"....

her tekmede biraz daha sabırsızlanıyorum; biraz daha heyecanlanıyorum....vakit hayırlısyla geçsin de alalım bebişi kucağımıza....çok merak ediyorum...ara ara tırsıyorum "nasıl olacak" diye ...ama en çok da mutlu oluyorum onu düşününce :)

umarım o da bizi sever bizim onu seveceğimiz kadar.

25 Ağustos 2008 Pazartesi

BEBİŞ i tanıyalım

BEBİŞ : Blogun açılış sebebi

henüz ismine karar veremediğimiz için kendisine kod adlarıyla hitap ediyoruz. Olası isimlerden oluşan bir listemiz var ama kesin karar yok....Allahtan daha vaktimiz var; yoksa benim gibi bir gün şu olsun bir gün bu olsun diyen bir anneyle isimsiz kalması bile ihtimal :)

BEBİŞ benim hayatımın hayali...hep istediğim şey.....hele O'nunla olunca daha da istediğim şey....hatta bir ara olmayacak mı diye endişelendiğim; "napalım kısmet" diyerekten kariyer odaklanması yaptığım bir sırada gelen bir sürpriz BEBİŞ....

BEBİŞ kız.....ama öyle pembeler içinde büyüyen bir kız olmayacak..ee ne de olsa annesi benim...

BEBİŞ şu anda 21+6 haftalık....Ultrasona göre herşey normal giderse beklenen geliş tarihi 30 Aralık...yani süper bir yeniyıl hediyesi :) ama doktorumaz göre bizim fırlama o kadar durmazmış içeride....bakalım göreceğiz hep birlikte sabır konusunda kime çektiğini : bana mı yoksa O'na mı?

Allah ' a şükür şu ana kadar herşeyi iyi BEBİŞ in....bu cuma tekrar buluşacağız onunla.....o zamana kadar bu tanıtma yazısı yeter size :)

O'nu tanıyalım

aşkım...sevgilim...zuzum(ve kendisine burada yazamadığım nice nicklerle hitap ettiğim insan)

onun tanıtma yazısı benimkinden kısa olacak...eklemek istediklerini kendi yazar :)

06.09.1975 de doğmuş aşkım....tipik başak burcu....süper yetenekli; müthiş şeyler çiziyor; elinden de her iş geliyor....boş duramıyor; sürekli birşeyler uğaşıyor.

Tam bir araba tutkunu; küçük araba koleksiyonu bile var.

Yemeği de en az arabalar kadar seviyor :)

Galatasaraylı. Kızının da öyle olacağını umuyor.

okulla-yaramazlıkla geçmiş hayatı......sonra ben çıkmışım karşısına...zorlukları seviyormuş; beni de sevmiş...şimdi hayatının zorluğuna hazırlanıyor :)

ben i tanıyalım

ee bu ilk günün gazıyla ya da daha hoş bir tabirle aşkıyla bir-iki yazı gelir benden bugün.


ilk yazıdan sonra da en anlamlısı tanıtıcı bir yazı olur diye düşündüm....


mümkün olduğunca özet geçmeye çalışacağım


03.06.1980 istanbul da gelmişim dünyaya bizimkileri epey bi mutlu ederekten..sadece annem-babam değil tabi pek bi geniş sülale de sevinmiş bu gelişe :) ilerleyen yazılarda çok daha iyi anlayacaksını geniştir ailem Allah'a şükür.....


büyüyüp okuma zamanı gelmiş tabi....fena değildim bu konuda. Önce Şişli Terakki Lisesi ni bitirdim ardından Marmara Kamu Yönetimi ni.....ama yanlış seçimmiş biraz geç de olsa anladım...geçen kış Boğaziçi nde İngilizce öğretmenlik sertifikamı aldım...inşallah 2009 eğitim öğretim döneminde öğretmen olacağım...bakalım....bu gelişmeden haberdar ederim sizi.


okul değildi tabi ki tek ilgi alanım....spora tutuldum ben...babam voleybolcu olmam için uğraştıysa da benim gönül basketboldan yanaydı....12-15 sene oynadım....bıraksalar şimdi de oynarım da .....


bolca gezdim bu arada...zevk için, spor için, eğitim için, iş için...seviyorum gezmeyi :)


sonra sonra bir gün O'na rastladım....çook güzel günler geçirdik....sonunda da evlendik....şimdi geriye dönüp bakınca "aferin bana" diyorum; "ne doğru karar vermişim"...


şimdi de en heyacanlı kısmı : O'nun deyişiyle "daha kendim büyümeden başka birini büyütmeye" niyetlendim ve de bebiş yola çıktı...devamı blogun diğer yazılarında.....

İlk Yazı

Bakmayın siz başlığın "ilk yazı" olduğuna...kim bilir bu başladığım kaçıncı blog; kaçıncı ilk yazı...ama bu sefer iddialiyım...bu sefer devam ettireceğim...düzenli bir blogger olamayacağım belki hiçbir zaman aman en azından deneyeceğim....aklıma gelenleri yazacağım; düşündüklerimi...bazı bazı yüksek sesle söyleyemediklerimi....ailemden-eşden-dosttan haberler iletecek; haberler alacağım...belki yeni yeni dostluklar kuracağım....ama en önemlisi bebişin hatıra defterini hazırlayacağım.



çıkıyoruz yola; bakalım nerelere :)